Bir banliyö evinin garip sessizliğinde, karanlık bir odada bir adam uyandı. Zihni, hafızası olmayan boş bir tuvaldi, kimliği gölgelerde kaybolmuştu. Kanlı, titreyen kollarının görüntüsü içinde paniğe yol açtı. Bu manzara onu hem şaşırttı hem de korkuttu. Sakinliğini yeniden kazanmaya çalışırken, evin etrafına ekmek kırıntıları gibi dağılmış bir dizi not fark eder ve onu bir bulmaca labirentinden geçirir.