Film, Macau’nun ışıkları ve kumarhaneleri arasında, Lord Doyle’un içsel çöküşünü ve hayatın kaosunu keşfetmesini anlatıyor. Doyle’un bağımlılıkları, borçları ve hataları, çevresindeki gizemli figürler ve peşindeki dedektifler aracılığıyla onun kendi sorumluluklarıyla yüzleşmesini zorunlu kılıyor. Hikaye, kurtuluş ile kişisel sorumluluk arasındaki ince çizgiyi işlerken, insanın geçmişten kaçamayacağını ve kendi hayatını yeniden inşa etme potansiyelini vurguluyor. Film, izleyiciye er ya da geç gerçeklerle yüzleşmenin kaçınılmaz olduğunu güçlü bir şekilde hatırlatıyor.